Çocuk ve Deprem
Hayata minicik gözlerle bakan koca yürekli çocuklarıma…
Deprem çoğu zaman yetişkinlerin dahi anlamakta zorlandığı, hayatında zihninde nereye koyacağını bilmediği bir durumken çocuklar için işler daha karmaşık daha yıkıcı olabiliyor. Eğer kontrollü bilgi aktarımı yapılmazsa çocuklarda travma kaçınılmaz bir son olabilir.
Çocukların kendilerini yeniden güvende hissetmeleri ve depremi anlamlandırmaları için onlara bilgiler verilmelidir. Depremle ilgili bilgiler olabildiğince sade ve gerçek bir şekilde aktarılmalıdır.
Depremin aynı kar, yağmur, gök gürültüsü gibi bir doğa olayı olduğunu bazen yer yüzünde bulunan katmanların hareket ettiği ve buna bağlı olarak sallanmalar olduğu şeklinde açıklamalar yapılabilir.
Deprem bir doğa olayı olarak çocuğun gözünde normalleşirken o anlarda yaşanan korkunun da çok doğal bir duygu olduğu çocuklara anlatılmalıdır. Kaygının ve tehlikenin olduğu yerde güven yoktur. Bu sebeple çocuklarımızın kendini sürekli tehdit altında hissetmemeleri için ‘sen güvendesin’ mesajı verilmelidir. “Evimiz, okulumuz yaşadığımız yerler sağlam ve biz her zaman senin yanındayız“ gibi cümlelerle çocuklarımıza güven verebiliriz. Ayrıca aile rutinlerine olabildiğince sadık kalınmalıdır. Çünkü rutin günlük hayatın normaldir ve normal güvenlidir.
Küçük yaş gruplarındaki çocuklarımızın bu açıklamaları anlaması mümkün olmadığından bu durum onları kaygılandırabilir. Bu yüzden çocuğun kendini ifade etme araçlarının en büyüğü olan oyunu kullanmak depremi daha iyi anlamalarını sağlayacaktır.
Ahşap bloklardan bir bina inşa ederek tepsi üzerinde onu sallandırabilirsiniz. Çocuk, depremin oluşumu ve ne demek olduğunu bu şekilde somutlaştırırken depremle ilgili korkularının büyümemesi adına ahşap blokları tepsi üzerinde bir köşeye sabitleyip bu şekilde tepsi sallandığında yıkılmasını önleyerek tedbir alabiliriz. Bu ufak oyunla çocuğumuzun durumu anlamasını ve önlem alındığında depremden korunabileceğini kavraması yaşadığı kaygıyı azaltacaktır.
Çocuklarımıza depremi anlatırken bize birçok soru sorabilirler. Bu soruların hiçbirini cevapsız bırakmamaya özen göstermemiz gerekir. Çünkü cevapsız bırakılan her soruyu çocuk kendi hayal dünyasında arayacaktır ve kaygısı artacaktır. Tüm sorularına onun anlayacağı yalınlıkla ve basit bir şekilde cevap verilmesi çok önemlidir. Zorlandığımız cevabını bilemediğimiz sorular gelebilir; böyle durumlarda bununla ilgili insanların araştırmalar yaptığını dilerse birlikte bu gelişmeleri takip edebileceğinizi söyleyebilirsiniz.
Depremi yaşayan veya izleyerek şahit olan çocuklarda ara ara duygulanmalar olması normaldir. Bu süreçte duygularını adlandırmak yaşadığı durumla baş etmesini kolaylaştıracaktır. “ Deprem oldu, sen çok korktun, yer sallandı, herkes çok korktu ve şimdi ise kaygılısın vb..“ şekilde olabilir.
Tabi bunların yanında çocuğun en çok ihtiyacı olan şeyler her zamanki gibi; sevgi, şefkat, sarılmak ve anlaşılmaktır.
Depremle ilgili hissettiğimiz kaygı, korku veya farklı duygular varsa önce kendi duygularımızı düzenlemek ve paylaşmak önemlidir ancak bunu yaparken çocuklarımızla değil kendimiz gibi yetişkinlerle paylaşım önemlidir. Kendi duygularımızı düzenlemeden çocuklarımıza bu nokta da faydamızın olması pek de mümkün değildir.
Çocukların yanında depremle ilgili video veya haberlerin izlenmemesi ve depremle ilgili konuşmaların onların yanında kesinlikle yapılmaması gerekmektedir. Çocuklar duymuyor ve dalmış sizinle ilgilenmiyor gibi gözükseler de aslında etraflarında olan her şeyin farkındalardır.
Eğer duygularınızı düzenlemede veya çocuğunuzun bu konudaki duygularını düzenleme de zorluklar yaşıyorsanız bu konuda ruh sağlığı uzmanlarına başvurmanız faydalı olacaktır.
Klinik Psk Zülal Arslan Öztürk
Online Psikolog ile Online Terapi almak için hemen sitemizi ziyaret edin. www.onlinepsikolojimerkezi.com
0 Yorum